Türk yollarında her gün binlerce motosiklet sürücüsü, hayati bir tehlikeyle yüz yüze kalıyor. Kamyon ve otobüslerle neredeyse aynı hız limitinde seyreden motosikletler, görüş alanları kapanmış halde trafikte adeta kör uçuyor. Motosiklet camiası artık sesini yükseltiyor; otomobillerle eşit hız limitleri talep ediyorlar, çünkü mevcut düzenleme doğrudan can güvenliklerini tehdit ediyor.
Karayolları Genel Müdürlüğü‘nün (KGM) belirlediği mevcut düzenlemede şehirlerarası çift yönlü karayollarında kamyon, otobüs ve motosikletlerin tamamı 80 kilometre hızla sınırlandırılmış durumda. Bölünmüş yollara çıkıldığında kamyonlar 85, otobüsler ve motosikletler 90 kilometre yapabiliyor. Otoyollarda durum biraz değişse de adaletsizlik devam ediyor; otobüs ve motosikletler 100 kilometreyle sınırlıyken, kamyonlar 90 kilometrede kalıyor. Bu arada otomobiller otoyollarda 140 kilometreye kadar çıkabiliyor.
TÜİK rakamları, Türkiye’deki motosiklet kullanımının çarpıcı artışını gözler önüne seriyor. 2002‘de trafikte kayıtlı 1 milyon 406 bin 907 motosiklet varken, 2024 itibarıyla bu sayı 5 milyon 636 bin 583‘e ulaşmış durumda. Yaklaşık dört kat artan motosiklet popülasyonuna rağmen, güvenlik düzenlemeleri yerinde sayıyor.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya‘nın Motobike İstanbul 2024 fuarında açıkladığı veriler, durumun vahametini ortaya koyuyor. Geçtiğimiz yıl 89 binden fazla motosiklet trafik kazasına karışmış. Bu kazalarda 107 bin 725 kişi yaralanırken, 1301 vatandaşımız hayatını kaybetmiş. Bir önceki yıla kıyasla ölümlerdeki artış oranı yüzde 30‘u bulmuş. Ölümlü veya yaralamalı kazaların yüzde 38‘inde motosikletliler yer alırken, ölümle sonuçlanan kazaların beşte biri doğrudan motosiklet kaynaklı.
Motosiklet sürüş eğitmeni Zafer Akçay, mevcut düzenlemenin Avrupa standartlarından tamamen farklı olduğunu vurguluyor. Avrupa ülkelerinde otomobil ve motosiklet hız limitleri genellikle eşitken, Türkiye’deki bu farklılık sürücüleri ölümcül risklere maruz bırakıyor. Akçay’a göre; sorun sadece hız farkı değil, büyük araçlarla aynı hızda gitmek zorunda kalan motosikletlilerin görüş mesafesi tamamen kapanıyor.
Görüş alanı, motosiklet sürücüsünün trafikte sahip olduğu en kritik güvenlik unsuru. Önünde veya arkasında kamyon ya da otobüsle aynı hızda ilerlemek zorunda kalan bir motosikletli, önündeki tehlikeleri göremez hale geliyor. Kaporta koruması olmayan, sadece kıyafetleriyle yolda olan bu sürücüler için görememek demek, potansiyel felakete doğru kör bir ilerleme demek.
Hız limiti eşitsizliği, motosikletlilerin tehlikeden kaçma kabiliyetini de ellerinden alıyor. Normal şartlarda bir motosiklet, manevra kabiliyeti sayesinde tehlikeli durumlardan hızla uzaklaşabilir. Ancak, yasal hız limitleri bu kaçış imkanını ortadan kaldırıyor. Elleri kolları bağlı kalan sürücüler, büyük araçların arasında sıkışıp kalıyor.
Modern şehir yaşamında motosiklet, trafik sorununa çözüm sunan ekonomik ve çevreci bir alternatif. Az yakıt tüketiyor, park alanı sorunu yaratmıyor, yol aşınmasına katkısı minimum düzeyde. Gelişmiş ülkeler motosiklet kullanımını teşvik ederken, Türkiye’deki hız limiti adaletsizliği tam tersine caydırıcı etki yaratıyor.
Motosiklet kullanıcıları ve uzmanlar, çözümün basit olduğu konusunda hemfikir; küçük bir yasal düzenlemeyle motosikletlerin hız limitleri otomobillerle eşitlenmeli. Bu değişiklik, hem can kayıplarını azaltacak hem de sürdürülebilir ulaşım alternatiflerini güçlendirecek. Trafik güvenliği uzmanları, denetimlerin artmasıyla birlikte hız limiti eşitliğinin sağlanmasının, yollardaki güvenliği dramatik şekilde artıracağını belirtiyor.